Golden Globes ödül töreninde konuşan Meryl Streep’in konuşmasını hatırlayalım, ünlü sanatçı mealen şöyle demişti; “Mevcut liderimize minnettar kalacağımız çok şey olacak. Bizi özgürlüğün ne kadar kırılgan olduğu konusunda uyandırdı.”
Demokratik toplumlarda sık rastlanılan bir rehavet söz konusudur. Demokrasiyi garanti görürler. O yüzden demokrasiye karşı hareketler de kendine mecra bulup akmaya başlar. Bu vahim bir durumdur, tabii ki demokratik bir toplum isteyenler için. Yoksa karşı taraf bundan yararlanıp istediği düzeni tesis etmek için yüklenir.
Neyse ki, demokrasiyi hiçe saymak isteyenlerin bu baskıları bazen de uyandırıcı oluyor.
İfade özgürlüğü, adalet, demokrasi (zaman zaman aksasa bile) gibi kavramlara alışmış insanlar bunları birer birer kaybetmeye başladığında farkındalık oluşuyor. Bu da Cumhuriyet’e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına daha çok sarılmamızı ön görüyor.
Ulu önder ileriyi çok iyi görmüştü. Biliyorum aklınızda ama defalarca tekrar etmekte yarar var. Gençliğe hitabeye bir kez daha bakalım:
“Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti’ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Unutmayalım ve Cumhuriyetimize sahip çıkalım.
